Firefox 3.6 ertelendi, Firefox 4.0 planlanandan sonra gelecek

Tarayıcı savaşlarının iyice kızıştığı günümüzde Mozilla cephesinden bir son dakika gelişmesi yaşandı ve beta sürümü bir süredir dolaşmakta olan Firefox 3.6'nın önümüzdeki yıla ertelendiği bildirildi. Mobil Firefox için uzunca bir süredir yoğun bir çalışma içerisinde olan vakıf, 3.5 sürümü bazı araştırmalarda en çok kullanılan internet tarayıcısı olarak çıkan Firefox'un, 3.6 sürüm numaralı yeni sürümünü ilk çeyreğe erteledi. Açıkçası yazılım dünyası, yol haritalarındaki sapmalara alışık ancak bir yandan çok hızlı gelişen ve kısa geçmişine rağmen önemli yol kateden Google Chrome öte tarafta ise alternatif seçenekler olarak son dönemde daha sık telafuz edilir olan Safari ve Opera ile birlikte pazarın güçlü oyuncusu Internet Explorer'daki güncellemeler dikkate alındığında yeni sürümün 2010 öncesinde pazarda olacağı düşünülüyordu. Ancak Firefox 3.6'yı önümüzdeki yıla erteleyen Mozilla Vakfı, bununla da kalmadı ve radikal yeniliklere sahip olacağı söylenen Firefox 4.0'ı da en iyi ihtimalle 2010 sonuna erteldi.

Firefox 3.6 için altı çizilen en önemli yenilik, Personas eklenti özelliği ile kullanıcılara tarayıcının genel görünümünü kolay ve hızlı bir şekilde değiştirebilme olanağının sunulması. Öte taraftan güvenlik iyileştirmelerine de sahip olan yeni sürüm de açılış süresinin hızlandıracak geliştirmelere de yer veriliyor. Çok daha fazlasını Firefox 3.7'de sunmayı planlayan Mozilla, 3.6 sürümü için şimdiye kadar beş beta yaıyımlamış olmasına karşın henüz aday sürüm kullanıma sunulmuş değil. Bu noktada Firefox 3.7 için planlanan olası güncellemelere de değinebilir. Açıklanan bilgilere ve elde edilen detaylara göre Firefox 3.7 için Windows altındaki açılış süresinin %25 oranında hızlandırılması hedefleniyor. Öte taraftan Firefox 3.7'nin tarayıcıya özel eklenti geliştirme çalışmalarına hız kazandıracağı da söyleniyor zira gelen bilgilere göre yeni sürümde bir Mozilla Labs projesi olan ve HTML, Javascript ve CSS standart web dillerini bilen herkesin eklenti yazabilmesini hedefleyen Jetpack 0.7 paketini de içerecek.

Firefox 4.0 (solda) yeni bir kullanıcı ara birimiyle sunulacak.

Daha önce gezilen ve/veya favorilere eklenmiş internet sitelerine çok daha kolay erişim için bir takım güncellemeler de içerecek olan Firefox 3.7 için vurgu yapılan bir diğer önemli güncelleme ise geliştirime aşamasında olan Electrolysis özelliği olacak. Firefox 3.7'nin muhtemelen ilk aşamasını kullanacağı bu özellik ileeklentilerin ana tarayıcı işlemlerinden ayrı olarak çalıştırılması sağlanacak ve bu sayede eklenti tabanlı çakılmaların - örneğin Adobe Flash ile yaşanan çakılmaları gibi- önüne geçilerek tarayıcı dengesi geliştirilmiş olacak. Bu özelliğin geleceği hakkında şu an için net birşey söylemek zor ancak eldeki verilere göre sadece Windows ve Linux için hazırlanan sürümlerde kullanılacak, Mac OS X için hazırlanan Firefox'ta ise olmayacak. Firefox 4 içinse eldeki en somut veri görsel ara birimin değiştirilecek olması. Henüz tasarım konusunda çalışmalar devam ediyor ancak gün ışığına çıkan görseller ve tasarım detayları Firefox 4.0'ın Chrome ve Opera'ya benzer bir menü yapısına sahip olacağını işaret ediyor.

Kaynak: http://news.cnet.com/8301-30685_3-10422222-264.html

Samsung yeni nesil netbook modellerini tanıttı

Güney Kore merkezli dünya teknoloji devlerinden Samsung, Pine Trail kod adlı yeni nesil Atom platformunu temel alan dört yeni netbook hazırladı. Firmanın N210, N220, N150 ve NB30 kod adlarına sahip yeni nesil netbook modellerinde 10.1-inç anti-reflektif ekran kullanılıyor. Çizilmeye karşı kasa yapısına sahip netbook modellerine Intel'in 1.66GHz'de çalışan Atom N450 işlemcisi güç veriyor.

Ekran kartı olarak işlemciye entegre GMA 3150 grafik birimini kullanan netbook'lar, 1GB bellek ve 250GB'a kadar sabit disk seçenekleriyle geliyorlar. N210 ve N220 modelleri 12 saat, NB30 modeli 11 saat ve N150 modeli de 8.5 saat pil süresi sunan yeni netbook'lar Samsung için büyük önem taşıyor zira komponent üreticileri, Samsung'un netbook pazarında Asus'u geçmeyi planladığı söylüyorlar.

İşletim sistemi olarak Windows 7 Starter ile geleceği belirtilen Atom 2 tabanlı yeni nesil netbook'ların önümüzdeki günlerde satışa sunulması beklenirken, fiyatlar hakkında henüz net bir bilgi bulunmuyor.

http://www.donanimhaber.com/Samsung_yeni_nesil_netbook_modellerini_tanitti-17381.htm

Yapay zeka için tarih verildi

Bilim dünyasında çığır açacak buluş için tarih verildi.

Geçen yaz Oxford'daki teknoloji konferansında bir araya gelen bilim insanları onun açıklamalarıyla şaşkına döndü. Doktorluktan bilgisayar mühendisliğine geçen profesör Henry Markram ekibinin 2018 yılına kadar dünyanın ilk bilinçli yapay zekasını hayata geçireceğini açıkladı ve şimdi ekibiyle birlikte bunun için çalışıyor.

Markram, Cenevre Gölü kıyılarında silikon, altın ve bakırdan oluşan bu tasarımı üzerinde çalışıyor. Sonuçta, ortaya bir 'yaratık' çıkacak. Markram, ortaya çıkacak yapay zekanın düşünebileceğini, hissedebileceğini ve hatta aşık olabileceğini söylüyor.

Markram'ın 'Blue Brain' (Mavi Beyin) projesi, bilim tarihindeki en olağanüstü çabalardan biri. 47 yaşındaki Güney Afrikalı İsrailli profesör başarılı olursa, bu, ilk kez Mary Shelley'in kaleme aldığı 'Frankenstein' romanında hayal edilmiş olan asırlık fantezinin, hayata geçirilmesinin eşiğinde olduğumuz anlamına geliyor. Ne ilginç bir tesadüf ki, Frankenstein romanı da halihazırda bu bilimsel uğraşın gerçekleştiği yerin birkaç kilometre uzağında kaleme alınmıştı.

Deneyin başarıya ulaşması halinde felsefi, ahlaki ve etik tartışmaları patlak vermesi ve bu durumun tüm insanları insanlığın gerçekten ne anlama geldiğiyle yüzleşmek zorunda bırakması bekleniyor.

Profesör Markram, yapay zekasının, insanların zekasını ve öğrenme kabiliyetini geliştirebileceğini düşünüyor. Markram, beynin bilgisayar bir kopyasını yaratmayı amaçlıyor. Çalışmalarına fare beyni üzerindeki deneylerle başlayan profesör çalışmalarını bundan sonra insan beyninde sürdürecek.

Çalışmaların sonunda düşünebilen, arzularını ifade edebilen, anıları depolayabilen ve hatta belki aşk, öfke, üzüntü, acı ve neşe gibi duyguları tecrübe edebilen bir yapay zekanın yaratılabilmesi umuluyor.

Markram, "2018'e kadar bunu yapacağız. Çok paraya ihtiyacımız var, ama bunu ayarlıyorum. Dünyada benim kullandığım kaynaklara sahip olan az sayıda bilim insanı var" diyor.

Kaçınılmaz olarak Markram'ın yapmaya çalıştığı şeye kuşkuyla bakanlar da var. Ama eleştirenler bile genel olarak Markram'ın bir şey üzerinde çalıştığını ve en önemlisi bunun için kaynağa sahip olduğunu biliyor.

Markram'ın Lozan'daki Ecole Polytechnique'teki Brain Mind Enstitüsünde bulunan laboratuvarına on milyonlarca euro'luk fon akıyor. Sponsorlar arasında İsviçre hükümeti, AB ve bilgisayar devi IBM'in de aralarında bulunduğu özel şirketler bulunuyor.

Markram, yaratmaya çalıştığı yapay zekanın insan beyninin seviyesine ulaşacağında ısrarlı. Markram, sayısız bilim kurgu filminde gösterilen sadık hizmetkar robotlar yaratma peşinde değil. Gerçek robotlara bilgisayarlar aracılığıyla yürüme ve konuşma gibi niteliklerin kazandırabileceğini belirten profesör, son tahlilde bunların bulaşık makinesinden daha zeki olmayacağını belirtiyor ve bu oyuncakları 'arkaik' diye niteliyor.

Markram, bunun yerine, gerçek bir insan ya da en azından gerçek bir insanın en önemli ve en karmaşık parçası olan zihni olmasını umduğu bir şeyi yaratmaya çalışıyor. Bir beynin yaptıklarını kopya etmeye çalışmak yerine biyolojik olarak beynin kendisiyle işe başlıyor.

Beynimiz nöron adı verilen sinir hücreleriyle dolu. Bunlar miniskül elektriksel impulsları kullanarak birbirleriyle iletişim kuruyor. Projede kadavra üzerinde karmaşık kesim işlemlerinin gerçekleştirilmesi suretiyle beyindeki bu sinir hücrelerinin bağlantılarının anlaşılması ve bir bilgisayarda hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Yani beynin işlemlerinin kopyasının veritabanı olarak bilgisayara aktarılması planlanıyor.

Proje, 'gerçek bir beyin modeli yapılırsa, bu modelin gerçek bir beyin gibi hareket etmeye başlaması sağlanabilir' düşüncesine dayanıyor. Markram bunun için korkunç bir işkence aletine benzeyen bir makine kullanıyor. Bu makineyle ölü fareye ait beynin en ince parçalarına ayrılması sağlanıyor. Daha sonra bu bağlantıların haritası çıkarılıyor ve bunlar bir bilgisayar kodu haline getiriliyor.

Sekiz yıl içinde tamamlanacağı söylenen ve bu anlamda hayli iddialı bir vade konulan proje başarıya ulaşır mı bilinmez, ama başarıya ulaşması durumunda bilim dünyasında bir çığın açacağı muhakkak.

http://www.veteknoloji.com/yapay-zeka-icin-tariharih-verildi-26487-.html

Microsoft'un yeni hedefi: Açık kaynak

Linux ve açık kaynak Microsoft için daha önemli hale geliyor

Açık kaynak yazılımın en büyük farklarından birisi, geliştirme sürecinin gözler önünde gerçekleşmesi.

Ortaya konan ürünlerin ücretsiz kullanıma sunulmasından öte, işler nasıl yürüyor öğrenme fırsatı sunuyor. Kendisini geliştirmek isteyen, sadece kullanıcı değil, geliştirici olmak isteyenlere iyi fırsatlar sunuyor.

Ancak işin ilginç yanı, açık kaynak içerisinde tecrübe kazanan ve Linux'u uzun süre savunan geliştiricilerin, sonunda gelir elde etmek için Microsoft gibi şirketlerde çalışmaya başlaması.

Elde edilen iş tecrübeleri gerçekten de çok kıymetli. Bu açıdan Microsoft'un açık kaynağa desteği de anlam kazanıyor. Meseleyi Microsoft'un iş ilanına baktığımızda daha iyi anlayabiliriz...

Ali Güngör / CHIP

http://www.chip.com.tr/konu/microsoft-tan-sasirtici-ilan_17432.html

Yeni laptop platformu Intel Calpella hazır!

Intel CPU'yu, grafik çekirdeğini ve bellek denetleyicisini bir platin üzerinde birleştiriyor.

Intel devrimci notebook platformu Calpella'yı tanıtıyor: Şu andan itibaren iki çekirdekli Core i3, i5 ve tümleşik grafik çekirdeğine sahip i7 işlemciler (kod adı: Arrendale) temin edilebiliyor.

Artık notebook sahipleri de şimdiye adar sadece masaüstü PC alanında kullanılan Core i3 ve Core i5 işlemcilerin tadına bakabilecek. Core i-serisinin halefi Core 2, Intel'in planında yer almaya devam edecek; fakat özellikle CES etkinliğinde ve mart ayında CeBit 2010'da tanıtılacak yeni notebooklar ağırlıklı olarak Core iX işlemcilerle çalışacak.

Core 2 işlemcilerle karşılaştırıldığında ortaya çıkan devrimci yenilikler: Arrendale işlemci yongalarının üzerinde bellek denetleyicinin yanında grafik çekirdeği de bulunuyor. Bu yenilik yerden tasarruf sağlıyor, performansı arttırıyor, üretim maliyetini düşürüyor ve notebook üreticilerinin daha ufak ebatlı anakartlar üretebilmesine imkan veriyor. Ne yazık ki Intel USB 3.0'ın entegrasyonundan vazgeçti. Yeni WLAN modüllerinin performansı konusunda hala aynı prensipler geçerli: Teorik olarak maksimum 450 MBit/s veri aktarım hızı sunan n-WLAN. Bunun dışında tüm Arrendale işlemciler Hyperthreading'i destekliyor (iki ek sanal işlemci); hatta Core i5 ve i7 işlemci yüküne göre frekans ayarı yapan Turbo Boost teknolojisini de destekliyor.

Halil Mollaoğlu / CHIP

http://www.chip.com.tr/konu/yeni-laptop-platformu-intel-calpella-hazir_17449.html

Bu teknolojiler de neyin nesi?

Şaşırtıcı teknolojiler ya da tanımı yeterince kısa ve öz bir biçimde yapılamayanlar

İnternet üzerinde her gün birbirinden

yararlı projeler, uygulama ve araçlar ortaya çıkıyor. Bu hizmetlerin çoğu birbirinin kopyası olduğu için kullanmak oldukça kolay.

Ama arada orijinal hizmetler de çıkıyor. Kullanıcıların ilk karşılaştığı anda ne yapacağını bilemediği, keşfetmesinin ya da alışmasının vakit aldığı hizmetler. "Bu da nereden çıktı?" dedirten online teknolojilerden 5'ini sizler için bir araya getirdik...

Semantic Web

Başta sadece metin tabanlı bir internet vardı. Daha sonra tıklanabilir bağlantılar geldi. Görseller, zengin medya içeriği, sosyal ağlar ve daha fazlası derken nereye gidiyor?

Semaktik internete! Semantik demek bir şeylerin anlamıyla ilişki içinde demek. Semantik internet demek anlamı alakalı internet demek. Peki bu ne demek? İşte bu mesele kafa karıştıran, henüz pratikte yeterince somut olarak görülmeyen, algılanmayan bir icat. Kısacası son zamanlarda adını çok sık duyuyoruz ama nedir, ne işe yarar hala pek anlayan yok..

3D alışveriş ne gerçeğinin keyfini, ne standart online alışverişin hızını sunuyor

Online alışverişe

yeni bir soluk getirmeyi düşünen bu proje 3D alışveriş. Alışıldık online alışverişin hızı, basitliği, alakalı ürünleri kolayca kıyaslama imkanı olmadan internette ürün aradığınızı düşünün.

Siteye girdiğinizde direkt müzik çalması, sayfa yüklemelerinde takılma ve yavaşlık gibi rahatsız edici unsurlar Amazon Window Shop'u başarısız kılıyor. Online alışverişin bütün avantajlarını bir yana bırakıp, sanal bir 3D mağazada dolaşmak, gerçekten mağazada dolaşmanın keyfini vermekten çok uzak.

R2D2 değil RJDJ, iPhone sallayarak müzik yapma yazılımı

"Zihin büken bir duyma tecrübesi" şeklinde tanımlanan RJDJ, iPhone'u sallayarak olan müzikleri değiştirme imkanı sunuyor.

Çevre sesleri alarak, hareketlerden gelen verileri de işin içine katarak özgün remixler oluşturma imkanı sunan hizmet, hem her dinlemede farklı bir müzik vaat ediyor, hem de kaydetme imkanı sunuyor.

Hizmet üzerinde bulunan tohum parçalar üzerine garip sesler ekleyerek, ortaya karışık bir şeyler çıkartan ilginç ve acayip bir iPhone uygulaması. Pel açıklayıcı olamadık değil mi? İşte RJDJ tam da bu nedenle listemizde...

Kelimelerden resim yapıyor

Wordle online bir oyuncak. Verdiğiniz metin dosyasındaki kelimelerden ortaya karışık bir resim çıkartıyor.

En sık kullanılanlar daha büyük, daha renkli görünürken bu kelime bulutundan yazının içeriğine dair bir fikir elde etmek mümkün. Oluşan resimleri galeri haline getirmek mümkün. Ama

güzel görsel olmanın dışında hiçbir işlevi yok.

Normalde etiket bulutu, farklı önemdeki anahtar kelimeleri ön plana çıkartır ve sörfü, bilgi aramayı kolaylaştırır. Bu hizmetin ise böyle bir özelliği yok. Kısacası Wordle da "bu ne işe yarar ki?" diye sorduran garip hizmetlerden biri..

Onun adı Google Wave, çok yararlı ama daha insanlar çözebilmiş değil

Google'dan yeni bir hizmet geldiğinde heyecan uyandırıyor. Google DNS ne yapıyor iyi kötü büyük çoğunluk anlıyor. İnternet adreslerini bularak sorun gideriyor, yasaklı sitelere erişim sağlıyor ve sayfa açılışını da hızlandırabiliyor.

Ama Google Wave de neyin nesi? Blog yazmak için mi? E-posta mı? Bir tür MSN mi?

Tam bir tanım yapmak gerçekten çok zor. Pek çok işi yapıyor ama özellikle ön plana çıktığı bir nokta yok. geleceğin teknolojisi olabilir ama pazarlama açısından ne yaptığını açıklamaya kalkan reklamcılara afakanlar basacağı da kesin. Yine de Wave, listemizdeki eli yüzü en düzgün madde olarak dikkat çekiyor; en azından bir geleeği var...

Ali Güngör / CHIP

http://www.chip.com.tr/konu/neden-var-dedirtenler_17439.html

Steven Sinofsky Windows 8 yolunda

Windows 7'nin mimarından üzerinde çok konuşulacak açıklamalar: "Windows 8 nasıl tasarlanır?"

Microsoft'un işe alım ilanlarında aranan özelliklere dayanıyor. Ne yazık ki bu konuda resmi bir açıklama yapılmıyor.

Resmi bir açıklama yapılmamasının temel sebebini sizlere daha önceki haberimizde aktarmıştık. Windows'un başındaki önemli isim Steven Sinofsky, işi magazinleştirmek istemiyor. Ürün hazır olmadan tartışılmaya başlandığında ortaya bir Vista faciası çıkacağına inanıyor.

Elbette bu konuda Steven Sinofsky'e yöneltilen soruların ardı arkası kesilmiyor. Sinofsky, başına geçtiği ürünün tasarlanmasına önemli rol oynamış anahtar bir isim. Bir işletim sistemi nasıl tasarlanır iyi biliyor ve Windows ile ilgili aktardığı detaylarla da teknoloji meraklılarının ilgisini çekmeyi başarıyor...

Windows 8 nasıl hazırlanacak

Windows başkanına , Windows 7'nin başarısını nasıl açıkladığı sorulduğunda hem işletim sisteminin hazırlanmasıyla ilgili birbirinden ilgi çekici detaylar ortaya çıkıyor, hem de sorular ve açıklamalar bir yerde Windows 8'e kayıyor.

Sinofsky Windows 7'nin başarısının üstüne daha iyisi nasıl yapılabileceği sorulduğunda "Ürün geliştirmenin özü zaten budur" diyor. Yani daha iyisini yapmayı başarmak.

"Ürün geliştirme bütün alanlarda böyledir. Bir film yaparsınız ve o film doğru zamanda, doğru filmdir. Daha sonra bir devam yazmanız gerekir. Bu devam filmi Godfather 2 de olabilir, Ernest Goes to Camp ta. Bu sorunun cevabı yok, bu bizim işimiz." diyen Sinofsky, sihirli bir formül olmadığını, her ürün geliştirme sürecinde bu sürecin tekrarlandığını aktarıyor

Windows 8 nasıl hazırlanacak

Steven Sinofsky, Windows 8'in nasıl Windows 7'nin başarısını aşabileceği, gittiği yön konusunda bilgilendiriyor. Özellikle de bazı yanlış varsayımları düzeltiyor.

Sinofsky ortada dolaşan 6 adım planını reddediyor. "Birincisi şu ki bu anlatılanlar benim çalışma şeklim değil. Bunu anlatan bir kitabım bile var!" Sinofsky'nin kitabı özellikle de Windows 7 gibi büyük projelerin nasıl yürüdüğünü anlatıyor.

"Bu iddialar yanlış, benim çalışma şeklimin 180 derece tersi. Büyük bir ürün geliştirme sürecinin en son ihtiyaç duyduğu şey, işlerin nasıl yapılacağını tek bir kişinin söylemesi. Endüstrimizin ne kadar kompleks olduğunu düşünürseniz, bunun tamamını yapabilecek tek bir kişinin olmadığını görürsünüz" diyor. Sözlerinin devamında anlatılmak isteneni daha iyi anlamak mümkün...

Windows 8 nasıl hazırlanacak

"Dokunmatik teknolojisi, ağ teknolojisi, grafik kullanıcı arayüzü teknolojisi, uygulama geliştirme gibi çok fazla şey var, tek bir insan bütün bunları nasıl anlayabilir? Anlatmaya çalıştığım şu ki tek bir insanın "İşte bu 6'sını yapacağız!" demesi için büyük bir kibir gerekir" Bu sözlerle, işin tek bir insanın altından kalkamayacağı kadar büyük olduğunu belirten Sinofsky, işe gerçekçi bir biçimde bakıyor.

Peki geliştiriciler iyi fikirleri nasıl toplayıp tutarlı bir biçimde ve yeni bir işletim sistemi çatısı altında birleştiriyor? "Bu iş için bir metodumuz var. Belirli alanlardaki uzmanların fikirlerini toplayıp kaynaştırmakta kullanmakta kullandığımız yöntemler var, işin bir kısmı da bütün bu fikirlerin bir arada nasıl duracağını kestirebilmek" diyor Sinofsky.

"Gerçekten işler "x, y ve z'yi yapabilir miyiz? Üçünü toplayalım, al sana yeni süper işletim sistemi!" şeklinde yürümüyor." diyen Sinofsky, bütünün sadece bir araya gelen parçalardan oluşmadığını anlatıyor.

Windows 8 nasıl hazırlanacak

Windows 8'de yer alacak gerçekten yeni ve etkileyici özellikler kendisine sorulduğunda, detaylı bir cevap vermeyen Sinofsky açıklamaya devam ediyor:

"Meraklılar ya da alanda çok bilgi sahibi olan insanlar, bir sonraki sürümde düzeltecekleri şeyler hakkında kendi listelerini oluşturuyor. Ama bu listelerle ve "Bakın bir grup uzmanın şikayet ettiği şeyleri düzelttik" şeklinde yeni bir ürün satamazsınız."

Sinofsky sözlerinin devamında "Öte yandan "Bakın tepeden tırnağa her şeyi değiştirdik ve daha iyi oldu, bize güvenin!" diyerek de yeni bir ürünü satmaya çalışmak çok zordur. Aslına bakarsanız araba gibi, kendi navigasyon sistemi olan bir araba almayı düşünürsünüz ama direksiyon yerine bir kol vardır ve bu yüzden aynı zamanda almaktan soğursunuz" diyor.

Windows 8 nasıl hazırlanacak

Kendisine Windows 8 hakkında sorular da yöneltiliyor. Cep telefonlarında yaygın olan, masaüstü ve dizüstü işlemcilere göre zayıf ARM işlemcilerle de çalışacağı şeklindeki dedikodulara olan cevabı soruluyor.

Dahası cep telefonu, netbook ve benzeri hafif, orta sınıf internet araçlarıyla geleneksel x86 bilgisayarlara kıyaslamalı bakışı da isteniyor.

Sinofsky "Şimdilik bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. Bazen iki arada olan, iki aradadır, ne öyledir ne de böyle" diyor. Bu kadar muallak bir cevap vermesinin bir sebebi var, Windows 8 hakkındaki dedikoduyu yalanlamamak ya da onaylamamak. Ama bu ihtimal heyecan verici.

Ali Güngör / CHIP

http://www.chip.com.tr/konu/windows-un-babasindan-windows-8_17437.html

HTC HD2'den müthiş Windows bombası!

HTC HD2: WM 7'li ilk cep mi?

İş telefonu HTC HD2, temin edildiği anda Windows Mobile 7'ye yükseltme hakkı elde edebilir. Haberin kaynağı HTC Rusya. Fakat firma Windows Mobile 7 güncellemesi elde edebilecek tek cep telefonunun HD2 olacağını da ekliyor. Muhtemelen diğer hiçbir HTC cep Windows Mobile 7'yi desteklemeyecek.

Microsoft'un yeni mobil işletim sisteminin ilk betası Şubat 2010'da yayımlanabilir. Fakat bu sürüm sadece cep telefonu üreticilerin hitap edecek. Windows Mobile 7'nin nihai sürümünün 2010'un üçüncü yarısından önce çıkması beklenmiyor. İşletim sistemi hazır olduğu vakit WM 7 yüklü birçok HTC HD2'nin de piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Halil Mollaoğlu / CHIP

Sony Vaio T: Yeni Sony mucizesi!

Sony daha önce piyasaya çıkarmış olduğu fakat bir süre sonra sessiz sedasız ara verdiği Sony Vaio T'ye devam ediyor.Yeni Vaio T, Japonya'da ki Sony Style Japan'de tanıldı. Yeni Sony Vaio T'de ilk bakışta pek değişmemiş gibi görünüyor çünkü cihaz dışarıdan bakıldığında neredeyse tamamen aynı... Fakat yeni seri Windows 7 yüklü halde satışa sunulmuş durumda...

Kullanıcıların ihtiyaçlarına göre farklı işlemci seçeneklerine sahip olan Vaio T'yi dilerseniz; dual core 1,2 GHz Celeron SU2300, 1,4 GHz dual core Core 2 Duo SU9400 veya 1,6 GHz Core 2 Duo SU9600 işlemcilerinden biri ile satın alabilmek mümkün olacak. Intel GMA 4500MHD ekran kartına sahip olan Sony Vaio T yine seçeneğe bağlı olarak 4 veya 8 GB RAM ile sunuluyor. Sabit disk seçenekleri ise 250 GB veya 500 GB olarak belirlenmiş. Önceki Sony Vaio T'de olduğu gibi 11,1 inçlik ekrana sahip olan bilgisayara dilerseniz Blu Ray, 802.11n Wi-Fi, parmak izi tarayıcısı veya dijital bir TV kartı da ekletmek mümkün.

Yeni Sony Vaio T'nin en dikkat çeken özelliği ise tam 11 saatlik pil ömrü. Japonya'da 129,800 Yen'e yani yaklaşık 2000 TL'nin biraz üzerinde bir fiyata satışa sunulan cihazın Avrupa'daki satış fiyatı ise henüz bilinmiyor.

Ümit Öncel / CHIP

Wordpress 2.9.1 nihai sürümü çıktı

Bir süre önce betası yayımlanan Wordpress 2.9.1 ‘in nihai sürümü çıktı. Böylece 2010 yılının ilk güncellemesini yapıyor olacağız. Eğer Türkçe olarak kullanıyorsanız Wordpress Türkiye’nin çıkartacağı Türkçe sürüme yükseltmeyi bekleyebilirsiniz. Ya da beklemek istemeyenler sistemlerini otomatik olarak güncelleyebilirler. Türkçe sürüm çıktığında da -bugün içerisinde çıkacaktır – yine otomatik olarak güncelleme yapabilirsiniz.

Eğer çok eski bir wordpress sürümü kullanıyorsanız Wordpress Türkiye deki belgelerden yararlanarak sisteminizi yükseltmenizi önereceğiz. Wordpress 2.9.1 ile birlikte çözülen sorunları ve düzenlemeleri wordpress trac ‘den izleyebilirsiniz.

Azbilmis

Blog Dünyasında yeni bir soluk: andlog.com

andlog herkese ücretsiz blog hizmeti veren bir servis. Kayıt olduktan sonra 3 adet blog açma hakkına sahip oluyorsunuz. Dilerseniz hiç blog da açmayabilirsiniz. Diğer blog servislerinden farklı olarak diğer kullanıcıları arkadaş olarak ekleme, detaylı profil bilgileri, mesajlaşma, diğer kullanıcıların duvarına yazma vs.. gibi özellikleri var ve gelişmeye devam ediyor.

Birbirinden güzel ve kaliteli temalardan birini seçerek yazmaya ve fotoğraflarınızı yüklemeye başlayabilirsiniz. Kullanıcı adınızdan bağımsız olarak oluşturacağınız bloglar aşağıdaki şekilde olabiliyor, (tabi daha önce alınmamışsa..)

andlog açık kaynak kodlu wordpress blog scriptini kullanıyor, böylelikle binlerce çeşit tema ve eklentiyle kendini geliştirmesi ve düzenlemesi oldukça kolay oluyor..

iPhone ile ATV’yi canlı izleyin

Uzun zamandır beklediğimiz uygulamalar nihayet yavaş yavaş gün yüzünwe çıkmaya başlıyor. 3G internetin nimetlerinden yararlanan bir uygulama olan ATV ile kanalda yayımlanan tüm programlara erişim imkanı sunuyor. ATV ile televizyon izlemek için 3G olması şart değil WiFi üzerinden de kanalı izleyebiliyorsunuz fakat Edge tavsiye edilmiyor çünkü akıcılığı sağlamak için görüntü kalitesi oldukça düşüyor ve izleme keyfinizi kaçırıyor. iPhone üzerinden ATV izlerken veri trafiğiniz de haliyle hızlı bir şekilde harcanıyor ve saatte yaklaşık 180-200 Mb veri download etmiş oluyorsunuz. Bağlantı paketinizi unutmadan seyretmenizi tavsiye ederiz. Program App Store‘ dan ücretsiz olarak temin edilebilir.

Güvenilir bir kaynaktan duyduğumuza göre “çok yakında CNN Türk için de bir uygulama çıkacak, bekliyoruz. Muhtemelen Perşembe veya Cuma günü App Store’da olacak ve peşinden de Kanal D gelecek.”

Konuyu buradan takip edebilirsiniz.

Wordpress 2.9 RC1 indirmeye hazır

2010 yılına henüz girmedik ama Wordpress geliştirmesi oldukça hızlı ilerliyor. Daha iyi bir wordpress için 2.9 sürümü hazırlanıyor ve şimdi release candidate 1 sürümü indirmeye hazır. Tabii wordpress 2.9 sürümü ile tüm eklentileriniz uyumlu çalışmayabilir. Eğer herşe planlandığı gibi giderse 2.9 nihai sürümünün haftasonuna kadar çıkartılması planlanıyor.

Bu arada wordpress 2.9 ile gelecek yeniliklere bakmak isterseniz RC1 sürümünü deneyebilir ya da http://codex.wordpress.org/Version_2.9 buradaki listeye göz atabilirsiniz.

Microsoft Türkiye’ye yeni Genel Müdür atandı

Microsoft Türkiye’ye yeni Genel Müdür olarak Tamer Özmen atandı. Microsoft Türkiye’ye Orange-France Telekom’dan katılacak Tamer Özmen göreve 15 Şubat 2010’da başlayacak. Tamer Özmen 17 yıllık İnternet ve Teknoloji sektörü, satış ve pazarlama pozisyonları tecrübelerinin yanısıra, holding yoneticiligi, Avrupa ve Amerika’da yatırım şirketleri tecrübeslerine de sahip.

Orange’da İnternet Kanallarından Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Londra’da çalışan Tamer Özmen, görev süresince sorumlu bulunduğu grubun cirosunu 2.5 kat büyüterek 1.2 milyar Euro’ya ulaştırdı. 53.5 milyar Euro ciro ve 189 milyon müşterisi ile Avrupa’nın en büyük GSM operatörlerinden biri olan Orange (FTE), aynı zamanda Avrupa’nın en büyük geniş bant İnternet servisi sağlayıcısı.

Orange’a katılmadan önce Londra’da yerel arama motoru ve İnternet reklamcılığı hizmetleri sunan TouchLocal firmasının kurucusu ve CEO’su olarak görev yapan Tamer Özmen daha önce Türkiye’de DOL’un CEO’luk görevinde bulundu.

Teknoloji kariyerine 90’lı yılların ortalarında Amerika Birleşik Devletleri’nde Priceline’ı kuran ekip içerisinde yer alarak başlayan Tamer Özmen, Priceline’da Satış’tan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak 1.4 milyar dolarlık bütçeyi yönetti. Daha sonra Priceline’i Avrupa’da kurmak için İngiltere’ye gelen Özmen, Ürünler ve Satış’tan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak göreve devam etti.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü olması ile ilgili Tamer Özmen şunları söyledi:

“Dünyanın en önemli şirketlerden biri olan Microsoft’a ve bilhassa Türkiye’de çok güçlü bir ekibe sahip olan Microsoft Türkiye ailesine katılmaktan çok mutluyum. Türkiye gibi genç nüfusa sahip, dinamik, çalışkan ve diğer ülkelere göre çok daha hızlı büyüyen bir ülkede tekrar görev yapmak ve sektörde saygın bir konuma sahip olan ekiple beraber çıtayı daha da yukarı taşımak için büyük heyecan duyuyorum.”

Tamer Özmen’in göreve gelişiyle ilgili Microsoft Orta Doğu ve Afrika Başkanı ve Microsoft International Başkan Yardımcısı Ali Faramawy şunları söyledi:

“Üst düzey yöneticilikte çok sayıda yeteneği dünyaya ihraç etme başarısı gösteren Türkiye’nin , Tamer Özmen’in Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğü görevine atanmasıyla bu kez büyük bir yeteneği geri kazandığını açıklamaktan mutluluk duyuyorum. Tamer Özmen’ın entellektüel formasyonu, iş ve liderlik yetenekleri ve bugüne kadar gösterdiği performans son derece etkileyici. Microsoft Türkiye’de ve Microsoft Ortadoğu ve Afrika Bölgesinde (MEA) liderliği son derece güçlendireceğine ve zenginleştireceğine, getireceği yeni ve farklı bakış açılarıyla işimize büyük katkıda bulunacağına inanıyorum. Microsoft Türkiye, Tamer Özmen liderliğinde “Türkiye Bilişimle Kalkınıyor” vizyonu doğrultusunda çalışmalarına tüm hızıyla devam edecek.”

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve LSU’dan Endüstri Mühendisliği yüksek lisans dereceleri olan Tamer Özmen evli ve iki çocuk babası.

SuperOnline fiber internet üzerinden canlı HD yayınına başladı

Superonline, Türkiye’de bir ilke daha öncülük ederek internet üzerinden HD kalitesinde canlı yayın sunmaya başladı. Bundan böyle, Superonline Fiber İnternet aboneleri SuperPlay ile tüm Lig TV maçlarını HD kalitesinde internetten seyredebilecek.

Superonline Fiber İnternet aboneleri, SuperPlay ile Lig TV’de yayınlanan maçları ve programları, fiber internet hızı sayesinde HD kalitesinde ve canlı olarak izleyebilecek.

SuperPlay Lig TV kullanıcılarının ek bir ücret ödemesine veya program yüklemesine gerek kalmayacak uygulamada, farklı kalitelerde HD yayın seçeneği olacak. Böylelikle kullanıcı istediği an yayını farklı kalitelerde izleme imkânı da bulacak.

Google DNS ile özgür Internet

Google yaptığı bir açıklama ile DNS (Domain Name Server) hizmetini başlattığını açıkladı. Google’ dan gelen bu haber OpenDNS için pek sevindirici olmadı çünkü piyasada ciddi bir rakibi olmayan bir servisti.

DNS servisleri internete girerken adres çubuğuna yazdığınız adresin çözümlenerek hangi makinaya bağlanmanız gerektiğinin kaydını tutuyor. Standartta bu işi Telekomun DNS serverları yapar, tabi siz müdahale edip değiştirmediyseniz. Telekomun DNS serverları kullanıldığı için de bir nevi internetimiz kontrol altındadır. Fakat DNS serverı değiştirerek bu kontrolden çıkmamız mümkündür. Google DNS kullanmak isteyenlerin DNS ayarlarını 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 olarak değiştirmeleri yeterli olacaktır. Ayarların değiştirilmesi hem özgür internet hem de hız açısından yararlı olacaktır.

Gmail’den bir özellik daha: Default Text Styling

Dönüp dolaşıp ya Google yada Gmail ‘den bahseder olduk. Internet kullanım verimliliğimizi artırdığı ölçüde bunun böyle olacağından şüpheniz olmasın.

Default Text Styling (Varsayılan yazı biçimi) adından da anlaşılacağı üzere email yazarken kullanacağımız ve Compose Mail (Mail Oluştur) bağlantısına basarak email yazmaya başladığımızda kullanacağımız yazı tipini belirlemeye yarıyor. Default Text Styling özelliğinin Gmail Labs’ dan aktif edilmesi gerekiyor. Gmail’ i aktif olarak kullananlar ve bazı özelliklerinden faydalanmak isteyenler ve halen denemeyenler Gmail Labs’ı kullanmaya başlayın, kimbilir belki aradığınız ve istediğiniz özellik buradadır.

Adobe Photoshop’un Mobile versiyonu artık Türkiye AppStore’da

Adobe Photoshop fotoğrafçılar için vazgeçilmez programlardan biri. Photoshop Online’ ın Mobil versiyonu bir kaç hafta önce AppStore USA ve Kanada’da indirmeye sunulmuş ve rekor bir indirme sayısına ulaşmıştı. Şimdi Türkiye AppStore’dan da ücretsiz olarak indirip kullanma imkanına sahibiz.

Abobe firmasının ünlü Photoshop programının internet üzerinden kullanılabilen sürümü Photoshop Express için detaylı bilgi ve kullanımına buradan bakabilirsiniz. Mobil versiyonunda kesme, döndürme, renk ayarı, efekt ekleme gibi temel fotoğraf düzenlemelerini yapabiliyorsunuz. Adobe ‘un artık Flash için de kalıcı bir çözüm üretmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.

Lexar’ın yeni duyurduğu CF kartı 600x hızında

Lexar’ın yeni duyurduğu Professional Serisi compact flash hafıza kartları 600x hızında transfer yapabiliyor. Bu seriden 8GB, 16GB ve 32GB modelleri çıkartacak olan Lexar 600x ile saniyede 90Mb yazabiliyor. 600x hızına sadece udma destekleyen cihazların ulaşabilmesi nedeniyle elinizdeki kart okuyucularının bu kartları yeterince performanslı okuyaması doğal, bunu düşünen Lexar yeni kart okuyucusunu da duyurdu. Yeni kart okuyucunun ulaşabildiği maksimum hız ise ise 886x olarak bildirildi.

Yüksek hızlı profesyonel DSLR makinalarda kendine kullanım yeri bulacak ürünler bu ayın sonunda satışa çıkacak, Lexar Professional Serisi 600x modellerinden 32GB olanın ise Kasım ayında piyasaya sürülmesi ve £300 fiyatla satılması bekleniyor.

Sigma’dan Sony ve Pentax için 70-300mm F4-5.6 DG OS

Sigma popüler objektifi Sigma 70-300mm nin titreşim öleyici eklenmiş modelini Sony ve Pentax için üreteceğini duyurdu.

Sigma 70-300mm F4-5.6 DG OS hem full frame gövdelerde hem de krop faktörlü gövdelerde rahatlıkla kullanılabilecek. Sony bayonetli modelin 27 Kasımda satışına başlanıyor, Pentaz bayonetli modelinin ise Aralık’ın ilk haftasında dağıtımına başlanacağı bildiriliyor. Yeni ürünün 59000 Japon Yeni karşılığında tüketicilerle buluşması bekleniyor, yaklaşık olarak $650 veya 980 TL denk gelen bu rakamın Türkiye içerisinde satılacak ürünler için biraz daha fazla olacağı kesin.

Klasik Hard Diskler daha da küçüldü: 1.8″ lik sabit diskler Toshiba’dan

1.8 inçlik sabit diskler uzun zamandır piyasadaydı fakat kapasitelerinin yetersiz olması nedeniyle pek te tercih edilmiyorlardı. Özellikle boyutlarından ve harici güç gerektirmemelerinden dolayı taşınabilir harici disk olarak kullanmak oldukça çekici görünüyor. Ayrıca boyut konusunda avantajlarından dolayı yeni nesil netbooklarda da tercih edilebileceklerdir.

Toshiba, bu küçük disklere el attı ve 1.8 inçlik Serial ATA sabit disklerin yeni modellerini duyurdu. 160 GB, 250 GB ve 320 GB olarak 3 farklı kapasiteyle çıkacak ürünler, Aralık ayında piyasada olacak. MKxx33GSG serisi olarak çıkacak ürünler oldukça düşük güç tüketimine sahip ve 2.5 inçlik sabit disklere göre yaklaşık 42% daha az enerji harcıyor. 5400 rpm dönüş hızına sahip diskler 16MB ön belleğe sahipler ve saniyede maksimum 830 Mb veri transfer edebiliyorlar. 8mm kalınlığındaki disklerin fiyatları konsunda bir açıklama gelmemiş olmasına rağmen SSDlerden çok daha ucuza satılacakları kesin gibi duruyor.

Nikon’dan makrocular için: Nikon AF-S DX Micro Nikkor 85mm F3.5G VR

Nikon yeni duyurduğu Nikon AF-S DX Micro Nikkor 85mm F3.5G VR objektifi ile makro çekim konusunda alternatif objektif arayanlara hitap ediyor. Yeni objektifi 1:1 yakınlaştırma sağlarken diyaframın maksimum açıklığının 3.5 olması pek dezavantaj olarak durmuyor. 85mm odak uzaklığını tercih eden Nikon zaten objektif DX gövdeler için üretilmiş olduğundan bu odak uzaklığını yeterli görmüş olmalı (35mm ye denk odak uzaklığı 127mm) Üzerinde Nikon VR II titreşim önleyici mekanizma bulunan ürünün diyaframı minimum 32′ ye kadar kısılabiliyor. 52mm lik filtre çapı ve p diyafram bıçağı bulunan Nikon 85mm Micro objektifin yaklaşık 18 derecelik bir görüşü var. 1 adet ED eleman bulunduran ve oldukça hafif olan lens (355 gram) özellikle giriş seviyesi amatörleri hedefliyor.

Nikon’un yeni üst düzey gövdesi: Nikon D3s

Nikon’ un full frame alıcıda zirve modeli olan D3 yenilendi. Yeni model magnezyum gövdeli Nikon D3s de neler var şöyle bir bakarsak; ilk gözümüze çarpan 720p ve 24fps hızında video kayıt (neden hala 30fps ile 1080p kayıt yapmadığı merak konusu) Fulla frame^de saniyede 9 kare çekebilen D3s, DX modunda ise saniyede 11 kare sürekli çekim yapabiliyor. Buffer da bir artırım yapılmış, böylelikle 48 raw veya 130 jpeg görüntüyü rahatlıkla kaydedebiliyor.

Bir de sıkı durum ISO hassasiyetinin çıkabileceği maksimum değer 102400 olarak bildirilmiş. Bu şimdiye kadar duyduğumuz en yüksek değer ama bu değerde ne kadar işe yarar fotoğraflar çıkabilir test sonuçlarını bekleyerek görmek gerekecek. Özellikle video çekiminde kullanılacağı düşünülerek gövdenin arka tarafına özel bir Live View butonu eklenmiş. Ayrıca sessiz mod için de bir buton eklemiş bu buton eskiden Live View butonunun olduğu yerde. FX ve DX modlarının yanısıra 1.2 krop faktörlü ara bir mod eklenerek seçeneklerimiz artırılmış.

Bunlar dışındaki özellikler D3 ile aynı, aradan iki yıldan fazla geçmiş olmasına karşın Nikon’un eklediği bu özellikler aslında çok daha iyi bir cihaz olarak çıkması muhtemel D4 modeline eklenebilirdi, yeni bir model olarak D3s’in gerekliliği tartışılır.

Sony Vaio L modeli ile masaüstü kullanıcılarını da düşündü.

Sony Vaio serisi ile birbirinde güzel notebooklara imza atarken Sony Vaio L modeli ile masaüstü kullanıcılarını da düşünerek yüksek seviyeli bir All-in-One (hepsi birarada) PC modelini de piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Sony Vaio L modelinde 24 inçlik Full HD ve dokunmatik bir ekran bulunuyor. İşlemci çift çekirdekli 2.7Ghz hızında bir Pentium kullanılacak olan ürün 4GB RAM ve 320GB sabir diske sahip. Ekran kartı olarak da 512MB lık GeForce 210M veya GeForce 1GBlık GT240M modellerini seçmek mümkün olacak. Dahili web kamerası ve TV alıcısı bulunacak Sony Vaio L nin HDMI çıkışı da bulunuyor. DVD veya Blueray sürücü seçenekleri ile gelecek ürünün üzerinde 64 bit Windows 7 Home Premium yüklü olacak.

Microsoft Windows 7 nin piyasaya çıkışını bekleyen Sony Vaio L yi bu ay sonunda piyasada bulmak mümkün, satış fiyatı ise minimum bileşenleriyle $1300 civarında olacağı belirtiliyor.